Teknoloji Bağımlılığı, Psikolojik Sorunları da Beraberinde Getiriyor
Son yıllarda hızla gelişen dijital dünyanın hayatımızı pek çok açıdan kolaylaştırdığını belirten Psikiyatri Uzmanı Dr. Gülşah Dinçer Atalay, bu durumun aynı zamanda bazı psikolojik sorunları da beraberinde getirdiğini söyledi.
Teknoloji ve internetin artık hayatın vazgeçilmez bir parçası haline geldiğini kaydeden Atalay, bu araçların aşırı kullanımının fiziksel ve psikolojik sağlık üzerinde olumsuzluklara neden olduğuna dikkat çekti.
ALKOL BAĞIMLILIĞINDA YAŞANAN BELİRTİLER GÖZLENİYOR
Teknoloji bağımlılığının kişilerin okul, iş yaşantısı, aile ilişkilerinin yanı sıra; kariyerlerini de olumsuz etkileyebildiğini vurgulayan Psikiyatri Uzmanı Dr. Gülşah Dinçer Atalay, “Teknoloji bağımlılığı dijital cihazlar, televizyonlar, video oyunları ve akıllı telefonlar gibi araçların aşırı kullanımını ifade eder. İnternet bağımlılığı ise daha spesifik olarak internetin aşırı kullanımını tanımlar. Bireyler teknolojik cihazları ve interneti kontrolsüz bir şekilde kullanıyorsa, bu durum sosyal, akademik, mesleki veya duygusal hayatlarını olumsuz etkiliyorsa bağımlılık durumu vardır. Bağımlılık geliştiyse aynı alkol ve madde bağımlılığında yaşanılan belirtiler ortaya çıkıyor. Kişiler bu cihazların kullanımına karşı aşırı istek duyuyor, giderek daha uzun süreler kullanır hale geliyor. Bu nedenle günlük yaşam aktiviteleri engelleniyor ve bu cihazlara ulaşamama durumunda aşırı kaygı ve huzursuzluk gibi olumsuz duygular ortaya çıkabiliyor. Okul, iş yaşantısı aile ilişkileri ve hatta yasal sorunlar yaşasalar da bu alışkanlıklarını sürdürmeye devam ediyorlar” diye konuştu.
OYUN BAĞIMLILIĞI, ULUSLARARASI HASTALIK SINIFLANDIRMASINDA
Teknoloji bağımlılığının görülme sıklığının ülkeden ülkeye değişiklik gösterdiğini hatırlatan Atalay, “Bu bağımlılığın 16-24 yaş arasındaki çocuk ve gençleri daha yoğun etkilendiği biliniyor. Dünya çapında yüzde 6 ila 20 arasında teknoloji ve internet bağımlılığı olduğunu gösteren çalışmalar var. Son yıllarda özellikle çocuklar ve gençler arasında oyun ve sosyal medyanın etkisiyle sıklığı giderek artıyor. Türkiye'de de aynı şekilde yapılan çalışmalarda toplumun yüzde 90'a yakınının internet kullandığı ve bunların yüzde 10 -20'sinin bağımlılık riski altında olduğu görülmüştür. Dünya Sağlık Örgütü 2019’da uluslararası hastalık sınıflandırmasına oyun bağımlılığı tanısını da ekledi. Aynı zamanda psikiyatrik hastalıkların sınıflandırma sistemine de internet bağımlılığı dahil edilmiş durumda" ifadelerini kullandı.
DİJİTAL DETOKSA GİRİN, GERÇEK HAYATA KARIŞIN...
Dijital bağımlılığı olanların sosyal medya üzerinden yüzeysel etkileşim kurduklarını ve gerçek sosyal etkileşimlerinin azaldığını belirten Uzm. Dr. Gülşah Dinçer Atalay sözlerini şöyle sürdürdü: “İnternet ortamında sürekli mükemmel yaşamlarla karşılaşıldığı için yetersizlik duygusunda artış ve özgüven düşüklüğü meydana geliyor. Düşük özsaygı depresyon anksiyete gibi birçok psikolojik soruna yol açabiliyor. Bağımlılıkla mücadelede atılacak ilk adım bu konuyla ilgili farkındalığın artırılmasıdır. Kişilerin teknoloji kullanımlarını sınırlandırmaları ve sağlıklı bir denge oluşturmak için günlük ekran sürelerini belirlemeleri gerekir. Sosyal medya ve teknolojik cihaz kullanımlarını sadece belirli saatlerle sınırlandırabilirler. Dijital dünyaya çok erken yaşlardan itibaren dahil olan çocuklar ve gençler için de ebeveyn ve öğretmenlerin bilinçli olması oldukça önemlidir. Özellikle dijital detoksun zihinsel sağlığı, sosyal ilişkileri ve fiziksel sağlığı iyileştirmek için etkili olduğu bulunmuştur. Daha fazla fiziksel aktivite yapmak, dışarıda vakit geçirmek, yüz yüze sosyal etkileşimlerde bulunmak, fiziksel ve ruhsal iyileşmeyi sağlayacaktır. Tüm bunlara rağmen teknoloji bağımlılığı ciddi bir psikolojik problem haline gelmişse, profesyonel yardım almak önemlidir”