Kendi Elektriğini üretecek
Manisa Celal Bayar ünivewrsitesi Şehit Prof
Manisa Celal Bayar ünivewrsitesi Şehit Prof. Dr. İlhan Varank yerleşkesindeki Mühendislik Fakültesi çatı alanına güneş enerji santrali kurularak enerji üretimi başladı. Manisa'da yerli ve temiz enerji kaynaklarının kullanımına öncülük etmek, çevre dostu sistemlerle elektrik enerjisi üreterek, sağlıklı ve yaşanılabilir bir çevre oluşturmaya katkıda bulunmak amacıyla üniversitemiz tarafından yürütülen ve Zafer Kalkınma Ajansı tarafından finanse edilerek enerji üretimine başlanan MCBÜ Güneş Enerji Santrali'nin kapanış toplantısı, 18 Ocak 2018 tarihinde Prof. Ümit Doğay Arınç Kültür Merkezinde yapıldı. Kapanış toplantısına Manisa Valisi Mustafa Hakan Güvençer, Rektör Prof. Dr. A. Kemal Çelebi, Yunusemre Kaymakamı Ahmet Erdoğdu, İl Jandarma Komutanı Tuğg. Erhan Can, İl Emniyet Müdür Vekili Ümit Ayhan, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Bilal Gümüş, Prof. Dr. Muzaffer Tepekaya ve Prof. Dr. Birol Kovancılar, Genel Sekreter Ali Emirosmanoğlu, Zafer Kalkınma Ajansı İdari Mali İşler Birim Başkanı Veli Oğuz, Yunusemre Belediye Başkan Yardımcısı İdris Avşar, Şehzadeler Belediyesi Başkan Danışmanı Mustafa Pala, Bilim Sanayi Teknoloji İl Müdürü Doç. Dr. Erbil Kalmış, Manisa Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Adnan Erbil, dekanlar, enstitü ve yüksekokul müdürleri ile öğretim üyeleri katıldı. Doç. Dr. Sezai Taşkın, "Prof. Dr. İlhan Varank Yerleşkesi elektrik tüketiminin %7-8'lik kısmı, güneş enerji santralinden karşılanacak" MCBÜ Güneş Enerji Santrali hakkında bilgiler veren Proje Yürütücüsü ve Mühendislik Fakültesi Elektrik- Elektronik Mühendisliği Bölümü Başkanı Doç. Dr. Sezai Taşkın, özellikle 2001 yılından sonra ülkemizde enerji alanındaki yatırımların büyük bir ivme kazandığını dile getirerek, "2017 yılı itibariyle mevcut kurulu gücümüz 83,139 gigawattır. Kurulu güç içerisinde yer alan yenilenebilir enerji kaynaklarının payı %44'tür. Bu payın içerisindeki güneş enerjisi payı ise henüz %1 seviyesindedir. Dünya Enerji Konseyi raporuna baktığımızda ise 2050 yılından itibaren güneş enerjisine ciddi yatırımlar yapılması ve 2100 yılında dünya enerji kaynaklarının %60'ının güneşten sağlanması ön görülmektedir. Türkiye'de 2015 yılında 63 megawatt ile başlayan güç, bugün itibariyle 1000 megawattı geçmiştir. Bu kadar kısa zamanda sağlanan bu artışı, mevzuattaki kolaylaştırıcı etkenler ile kamunun alım garantisi canlı tutmaktadır. Türkiye güneş enerjisi potansiyel atlasına baktığımızda oldukça zengin bir güce sahiptir" dedi. Veli Oğuz, "Ajansımızın yaptığı hibelerin %31'i, yaklaşık 36 Milyon TL'lik kısmı Manisa ilimize verildi, yatırımların ise 75 Milyon TL'si Manisa'mızda gerçekleştirildi. Zafer Kalkınma Ajansı İdari Mali İşler Birimi Başkanı Veli Oğuz, bu projenin ülkemiz ekonomisi için çok önemli olduğunu vurgulayarak "Zira malumlarınız olduğu üzere enerjideki en büyük sorunumuz dışa bağımlılık. Enerjide dışa bağımlılığımız yaklaşık %70'ler civarında. Dış ticaret açığımızın ise yaklaşık %44'ü enerji ithalatından kaynaklanmakta. Hal böyle olunca yerli enerji kaynaklarımızı en verimli şekilde kullanmamız bir kat daha önemli oluyor. Biz de ajans olarak son 3 dönemdir yeşil enerji yatırımları ile geleneksel enerji kullanımlarında verimliliğe yönelik yatırımlara destek veriyoruz. Bu proje de bu açıdan ayrıca önem arz ediyor. Ajansımız 2010 yılından bugüne bölgesel düzeyde; planlama, araştırma, analiz, ulusal ve uluslararası fon çekme, yatırım tanıtımı ve yatırımcı çekme, stratejik iş birlikleri geliştirme gibi görev ve faaliyetlerinin yanında, siz değerli bölge aktörlerimizin projelerinin hayata geçirilmesine yönelik mali ve teknik destek programları yürütmektedir. Faaliyetlerimizi besleyen en temel güç, sizlerin çalışmalarımıza sağladığı katılımcılıktır. Zafer Kalkınma Ajansı İdari ve Mali İşler Birimi olarak, 2010-2017 yılları arasında 461 projeye yaklaşık 115 Milyon TL kaynak aktardık ve 261 Milyon TL yatırım yapılmasına vesile olduk. Bu hibelerin %31'i, yaklaşık 36 Milyon TL'lik kısmı Manisa ilimize verildi. Yatırımların ise 75 Milyon TL'si Manisa'mızda gerçekleştirildi. Teknik destek programları kapsamında 465 eğitim ve danışmanlık faaliyetine destek verdik ve yaklaşık 5 bini Manisa'mızda olmak üzere toplam 25 bin kişinin eğitim almasını sağladık. Üniversitemiz yetkililerine ajansımız faaliyetlerine katkılarından dolayı teşekkür ediyorum. Ayrıca daha önceki desteklerimiz bağlamında üniversitemizin 2,3 Milyon TL bütçeli proje yürüttüğünün belirtmekte fayda görüyorum. Bu projeler sonucu üniversitemiz bünyesinde 1 adet Gıda Güvenliği Laboratuvarı kuruldu, 500 yıllık Şifahane, Tıp Tarihi Müzesine dönüştürüldü ve 2 fizibilite çalışması gerçekleştirildi. Faaliyetlerimizin temel odağında sonuç odaklı programlar yer almakla birlikte, bölgemizin kalkınması için bize verilen enstrümanları kullanarak yine sizlerle birlikte bu yolda çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Zira çalışmalarımız sizin katkılarınız ve projelerinizle anlam kazanmakta, hayat bulmakta" dedi. Prof. Dr. A. Kemal Çelebi, "Dünyaya gönül penceresinden de bakmaya her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var." Rektörümüz Prof. Dr. A. Kemal Çelebi, Güneş Enerji Santralinin Prof. Dr. İlhan Varan Yerleşkesinin 12 aylık elektrik faturasının yaklaşık bir ayını karşılayacağını dile getirerek, "Ülke ekonomisine de ciddi katkısı var. Bizim özellikle dışa bağımlılığımızın iki kaynağı var. Enerjide dışa bağımlılık ve teknolojideki dışa bağımlılığın getirdiği dış ticaret açıkları. O konuda da hep birlikte yürüttüğümüz ciddi çalışmalar var, ciddi bir mesafe kat ettik. Ülke hakikaten 15 yıllık süre zarfında teknoloji alanında, ar-ge alanında çok ciddi bir atılım yaptı ve bu mânâda dışa olan bağımlılığımızı hızla azaltıyoruz. Ekonomik bakımdan bu projenin değeri bitmez. Bu projenin en önemli katkısı, her geçen gün tahrip ettiğimiz çevreyi tekrar geri kazanmak için verdiği katkı olacak" dedi. Prof. Çelebi; maliyetler ve dış ticaret açığının elbette önemli olduğunu, fakat daha da önemli olanın insanın istifadesine sunulan, onun emrine verilen canlı ve cansız kendi dışındaki varlıkların yer aldığı çevre olduğuna dikkat çekerek, "Çevreyi her geçen gün tahrip etmeye devam ediyoruz. Elbette bu ilerleme, büyüme ve gelişmenin bir bedeli ve maliyeti var. En büyük bedel çevre üzerindeki tahribattır. Tabii ki özellikle pozitivist düşünce temelindeki batı medeniyeti, sadece çevreyi tahrip etmedi, insanı da tahrip etti. Hem insanın, hem çevrenin istismar edildiği modernleşme, gelişme, ilerleme ve aydınlanma denilen süreçle birlikte, bunları aslında hep birlikte yaşadık. Çünkü batı medeniyeti uçlarda, aşırılıklarda gezinen bir medeniyettir. Çevrede bize sunulan her türlü canlı ve cansız varlıkları, sadece bir araç olarak gören bakış açısıdır. İnsanın kendi dışındaki her şey su, dağlar, ağaçlar, diğer canlı varlıklar sadece birer araçtır. Çevremizdeki insan dışındaki diğer canlı varlıklar; kendi başına bir değere, öneme ve hatıra sahiptir, yani Deontolojik bakış açısı. Bir diğer bakış açısı ise teleolojik bakış açısıdır. Aslında bunun da çok doğru olduğunu söylemek mümkün değil. Yani çevrenin diğer canlı varlıklarının da anlamı ve değeri insandan kaynaklanır, insana bağlıdır, insan içindir ama kendi başlarına elbette bir değeri ve hatırı vardır. Günümüzde hayvanlar elbette değerlidir. Hayvan sevgisinde bile ne derece aşırıya gidildiğini, birçok değerin önüne geçtiğini, çok uç örnekler olarak gittikçe yaygınlaştığını görüyoruz. Günümüz insanı bu uçlarda geziniyor. Ya sadece birer araçtır, ya da kutsaldır gibi. Bunlar, çok da sağlıklı olmayan yaklaşımlar. Çünkü batı medeniyeti dünyaya sadece akıl penceresinden bakıyor. Halbuki günümüzde aynı zamanda gönül penceresinden de dünyaya bakmaya her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var. Bizim medeniyetimiz her şeyi yerli yerine koyan ve değerlendiren, her konuda itidali esas alan bir medeniyettir. Dünyanın tekrar böyle bir bakış açısına, böyle bir düşünceye ihtiyacı var. İnşallah Türk milleti bu bakış açısını, bu medeniyet tasavvurunu tekrar insanlığın istifadesine sunacak, bu medeniyet tasavvurunu tekrar inşa ve ihya edecektir. Ben u projenin özellikle bu bakımdan üzerinde duruyorum. Bir diğer önemli bir husus da şu. Bugün üniversitemizin idari kademelerindeki tüm arkadaşlarım bu kapanış toplantısına katılıyor. Biz üniversite olarak, böyle bir konuya ne kadar sahip çıktığımızı, önem verdiğimizi hep birlikte göstermiş oluyoruz. Bu proje aynı zamanda diğer idareci arkadaşlarımıza da bir iham verecek, bir esin kaynağı olacak. Onlardan da bu tür projeleri bekliyorum. Bu projenin hazırlanmasında elbette en büyük emek Doç. Dr. Sezai Taşkın arkadaşımın ve tabii ki proje ekibinde yer alan diğer arkadaşlarımızın. Hepsine ayrı ayrı, yürekten teşekkür ediyorum. Ajanstaki değerli uzman arkadaşlarımıza, çalışanlara ve tabii ki Zafer Kalkınma Ajansı bünyesindeki illerin çok değerli valilerine, başta bizi her zaman destekleyen kıymetli valimiz Mustafa Hakan Güvençer olmak üzere teşekkürlerimi sunuyorum. Bu projenin üniversitemiz için, şehrimiz için, ülkemiz için ve elbette insanlık için hayırlı olması dilek ve temennisiyle hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum" diye konuştu. Manisa Vali Mustafa Hakan Güvençer, "Üniversitemizin sadece ve sadece mevcudiyeti dahi teşekkürü hak ediyor." Manisa Valisi Mustafa Hakan Güvençer, dünyaya selamı yaymanın hem görevimiz, hem de temel kurtuluş kaynağımız olduğunu vurgulayarak başladığı konuşmasında, "Bu sebeple tekrara düşmek pahasına da olsa, siz değerli arkadaşlarımı hem şahsım adına, hem vilayetim adına bir kez daha saygıyla, hürmetle selamlıyorum. Öncelikle Manisa Celal Bayar Üniversitemize çok çok teşekkür ediyorum. Üniversitemizin sadece ve sadece mevcudiyeti dahi bu teşekkürü hak ediyor. Ancak bunun ötesinde ben bu vilayette hepimiz için, insanlarımız, hemşehrilerimiz için atılan her olumlu adımda katkısını, payını, refakatini görmekten çok özel onur ve gurur duyduğum Manisa Celal Bayar Üniversitemizin o genel teşekkürün ötesinde çok özel bir teşekkürü hak ettiğine inanıyorum. Benden önceki çok değerli konuşmacılar, projenin bizler için taşıdığı önemi çok veciz cümlelerle ifade ettiler. Bu proje için de elbette çok çok teşekkür etmek boynumuzun borcu. Bir küçük özel teşekkür belki elbette Manisa için, ama üniversitemiz için çok çok önem taşıyan bu mutluluk vesilesinde, böyle bir güzel anı sizlerle paylaşabilme fırsatı tanıyan özel davet için ben üniversitemize çok teşekkür ediyorum. Ben yaşadığımız hadiseleri sadece rakamlarla, ekonomik değerlerle, ekonomik vasıflarıyla tanımlamaktan hiç haz etmiyorum. Saygıdeğer Rektörüme özellikle bu konudaki yaklaşımı için çok çok teşekkür ediyorum. Sayın Rektörümüzün dile getirdiği üniversitelerimizdeki meselelere yeni yaklaşım, geleceğe çok daha ümitle bakabilmemiz için temel sebep. Sayın Rektörümüze bu yaklaşımı ve bunu son derece düzgün ifadesi için çok çok teşekkür ediyorum" dedi. Vali Güvençer, Zafer Kalkınma Ajansının Manisa'ya bugüne kadar olan katkıları ile ilgili bilgiler de vererek, "Zafer Kalkınma Ajansı Daire Başkanımız, projelerden Manisa'nın aldığı paydan bahsetti. Ben onu biraz daha detaylandırayım. Manisa'da bugüne kadar dört ajans faaliyet türünde, toplamda 979 projeyi Zafer Kalkınma Ajansımız desteklemiş. Bu 979 projenin toplam proje bedeli 287 Milyon. Enerji sektöründeki Manisa'ya ilişkin verilere gelince; her şeyden önce Manisa'nın ülke genel enerji üretiminde son derece kayda değer bir yerde olduğunu hepimiz sıklıkla tekrarlıyoruz. Manisa'nın kendisini tanımlayan ön vasıflarının içerisinde aynı zamanda bir enerji kenti olduğu gerçekliği de var. Bu çerçevede; bugün proje kapanış toplantısı vesilesiyle aynı zamanda belki açılışını yaptığımızı kabul edebileceğimiz santralimiz ile beraber Manisa'da toplam 36 enerji santralimiz oldu. Bu 36 enerji santralimizin 23 adedi lisanslı, 13 adedi lisanssız. Manisa'nın barındırdığı kurulu güç 2193 megawatt. Türkiye genel enerji üretiminin tüketim anlamında % 2,7'sini, üretim ve tüketim anlamında ise %3,7'sini Manisa olarak biz üretiyoruz. Ne yazık ki kaynak kullanımı açısından bu üretilen enerjinin %60,7'si fosil kaynaklı. Manisa için %39,3'ü ise yenilenebilir enerji kaynaklarından. Bugün açılışını yapacağımız santrallerle beraber 14 güneş enerjisi santralimiz olacak. 14 güneş enerjisi santralinden il enerji üretimimizin sadece binde dokuzunu karşılıyor pozisyondayız. Bu da 20 megawatta isabet ediyor. Diğer yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı üretimimizin %25'e yakını rüzgâr enerjisi santrallerimizden kaynaklanıyor. 9 tane rüzgâr enerji santralimiz var. Bu santrallerimizde de 347 rüzgâr enerjisi tribünümüz söz konusu. Ayrıca bir hidroelektrik santralimiz var. Toplam üretimi 3,1'e tekabül ediyor. 5 adet aktif enerji jeotermal santralimiz var. Toplam il enerji üretimin %6,9'una tekabül ediyor. Kalan kısım ağırlıklı termik ve doğal gaz dönüşüm santralleri. Kuvvetle muhtemel 2018 yılı içerisinde tamamlanacak ve üretime geçecek 17 adet yeni santral yapımımız var. Bu 17 santral üretime geçtiğinde, yılda kurulu gücümüz 822 megawatt artmış olacak" diye konuştu. Ardından MCBÜ Güneş Enerji Santrali Proje Ekibini oluşturan Proje Yetkilisi Prof. Dr. Bilal Gümüş, Proje Yürütücüsü Doç. Dr. Sezai Taşkın, araştırmacılar Prof. Dr. Enver Atik, Prof. Dr. Mehmet Ali Yurdusev, Doç. Dr. Nevzat Onat, Doç. Dr. Ali Çipiloğlu, Yrd. Doç. Dr. Kıvanç Başaran, Muhasebe Yetkilisi Mehmet Ertaş, Gerçekleştirme Görevlisi Sabri Çetinkaya ve Mustafa Aksu'ya Manisa Valisi Mustafa Hakan Güvençer ve Rektörümüz Prof. Dr. A. Kemal Çelebi tarafından teşekkür belgeleri takdim edildi. Kapanış toplantısı yapılan ikramla sona erdi.